Çevre adaleti, herkesin yaşam kalitesini etkileyen çevresel sorunlarda eşit haklara ve katılıma sahip olması gerektiği fikrini temsil eder. Bu kavram, özellikle çevresel risklerin ve faydaların hem küresel ve uluslararası hem de ulusal düzlemde toplumun tüm kesimleri arasında adil bir şekilde dağıtılmasını vurgular. Çevre adaleti, genellikle ekonomik, etnik ve sosyal açıdan dezavantajlı toplulukların, çevresel sorunlardan orantısız bir şekilde etkilendiği durumlara dikkat çeker. Bu, kirleticilerin ve atıkların bu topluluklara yakın bölgelere yerleştirilmesi veya bu toplulukların temiz hava ve su gibi temel çevresel kaynaklara eşit erişimden mahrum bırakılması şeklinde olabilir. Çevre adaleti, bu dengesizlikleri ele almayı ve herkes için sağlıklı, güvenli bir çevre sağlamayı hedefler.