Öz-düzenleme, (Self-regulation) bir kurumun veya sektörün, dış bir otoritenin müdahalesi olmadan kendi standartlarını ve kurallarını belirleyip uygulaması sürecidir. Teknoloji şirketlerinde, içerik moderasyonu, veri kullanımı ve algoritmalar gibi alanlarda kendi iç denetim mekanizmalarını oluşturmayı ifade eder.

Info 1: Taraftar Modeli: Bu modelde kulüpler dernek temelli bir yapıdadır. Taraftarlar belli giriş ücretleriyle üye olur ve aidat öderler. Üyeler başkan ve yönetim kurulunu belirler. Kulübün geleceği ve yönetim kararları taraftarın doğrudan katılımıyla şekillenir. Kulüpler kar amacı gütmez ve gelirler kulüp faaliyetlerine harcanır.

Info 2: Sahiplik Modeli: Bu modelde kulüpler tüm varlıkları ve gelirleriyle birlikte bir kişi/aile/şirket tarafından satın alınır ve yönetilir. Kulübün gelecekteki finansal ve sportif kararları bu sahiplerin inisiyatifindedir. Sahipler, genellikle kulüplerine büyük miktarda sermaye aktararak mali yükümlülükleri ve giderleri finanse eder.

Girlmoss” akımı, pandemiden sonra popülerleşmeye başlayan, yoğun iş hayatının genç kadınlara etkilerini azaltmayı hedefleyen bir akımdır. Her işini kendi halletmeye ve sürekli üretmeye odaklı güçlü kadın imajı ve buna dair baskının karşısına yosun(moss) tutmayı koyar. Üretime ara vermek, işi bırakmak gibi yöntemlerden ziyade üretimde kalmayı ama sürekli başarma arzusunun törpülenmesini önerir. “The girlboss is dead, long live the girlmoss!

Öncü Adım Sorumluluğu: Bir komünü etkileyen zarar verici ya da iyileştirmeye yönelik durumlarda, komündeki diğer insanların sorumluluk almakta zorlandığı ya da tembellik gösterdiği durumlarda, başkalarının sorumluluk almasını beklemeden bu sorumluluğu üstlenip eyleme geçmektir.

Örnek: Öğrenci evinde bulaşıklar biriktiyse diğerlerini beklemeden bulaşıkları yıkamak, grup projesinde kimse görev paylaşımını yapmıyorsa sizin inisiyatif alıp görev dağılımını önermeniz vb.